Ersin Eroğlu- TELE1 ÖZEL
Tevfik Algan. Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı ve Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı. Türkiye adını kılıç çatma soruşturması kapsamında teğmenlerin ihraç kararına şerh koymasıyla tanıdı. Şerh kararının ardından Tevfik Algan önce kış tatbikatına ardından 3. Ordu Komutanlığı’na görevlendirildi. Bir nevi kızağa çekilmişti. Bu durum Algan’ı 1980’de Kara Harp Okulu öğrencisi olarak giydiği üniformasını çıkarma kararına itti. 1980’de girdiği Harbiye’den 2025’te ihraç kararına şerh koymasının üzerine gelen baskılar sonucu TSK’den istifa etti.
Tevfik Algan’ın istifa haberini Türkiye’ye TELE1 duyurdu.
1963’de Konya’da doğan Tevfik Algan 1984’te Kara Harp Okulu'nu bitirdi. 1985'te Muhabere Okulu ve Eğitim Merkezi'nde muhabere subayı temel kursunu tamamladı. Kara Harp Akademisi'nde kurmay subaylık eğitimini aldı.
2004'te muhabere kurmay albay, 2013'te tuğgeneral rütbesine terfi etti. Genelkurmay İstihbarat Başkan Yardımcısıyken 2017'de Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına getirildi. 2019'da 52. Motorlu Piyade Tümeni Komutanlığına atandı ama tümgeneral Ahmet Ercan Çorbacı'nın istifa etmesiyle yeni atamaların yapılması gerekince bu göreve başlamadan Tuğgeneral rütbesindeyken 5. Kolordu komutanlığına getirildi. 2020'de tümgeneral rütbesine terfi etti. 2023-2024 arası 9. Kolordu komutanlığı yaptı.
2024'te korgeneral rütbesine terfi etti ve Türk Kara Kuvvetleri kurmay başkanlığına atandı. 2024 yılı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninden sonra “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan ve subay andı okuyan teğmenler hakkında ihraç kararı veren Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna başkanlık etti. Karara 3 subayla birlikte karşı oy kullandı. Daha sonra Sarıkamış'ta tatbikata gönderildi ve 3. Ordu Komutanlığı emrine verildi.
Bu gelişmeler üzerine Algan emekliliğini istedi. TELE1, Algan’ın teğmen rütbesinde çekilmiş olduğu fotoğraflara ulaştı.
İşte o fotoğraflar:
TEVGİN ALGAN KARŞI OYUNDA NE YAZMIŞTI?
Tevfik Algan ile birlikte 4 üye ihraca karşı şu şerhi düşmüştü:
“TSK İç Hizmet Kanunu’nun 13’üncü maddesinde; ‘Kanunlara, nizamlara ve amirlere mutlak bir itaat ve astının ve üstünün hukukuna riayet demektir’ şeklinde tanımlandıktan sonra askerliğin temelinin disiplin olduğuna vurgu yapılmıştır. TSK Disiplin Kanunu’nun 1’inci maddesinde; bu Kanun’un amacının, Türk Silahlı Kuvvetlerinde etkin bir bir disiplin sisteminin tesisi, muhafazası ve idamesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 20’nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, ‘Hizmete engel davranışlarda bulunmak’ hali Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektiren disiplinsizlikler arasında sayılmış ve ‘Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır’ şeklinde tanımlanmıştır.
Belirtilen mevzuat hükümleri kapsamında olaya dönüldüğünde; atfedilen eylemler nazara alındığında, programda bulunmayan ve mevzuattan kaldırılan andı tören esnasında okumak ve vefat eden Harbiyeli devre arkadaşını anmak için devre birincisi tarafından yapılması planlanan tören konuşmasında değişiklik yapılması yönündeki devre birincisi ile Alay kıdemlisi Harbiyeli arkadaşları tarafından yapılan müracaatların ‘Her asker resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaatını söz veya yazı ile en yakın amirinden başlayarak silsile yoluyla yapar’ hükmü kapsamında kaldığı, bu müracaatlara her defasında olumsuz cevap verildiği ve resmi törende halihazırda yürürlükte olan Milli Savunma Üniversitesi Tören Yönergesinde yer alan andın okunacağı yönünde emir verildiği, nitekim 30 Ağustos resmi töreninde de yürürlükteki yönergede yer alan andın okunduğu, resmi tören bitiminde söz konusu andın okunmayacağı yönünde malum ve muayyen hale getirilmiş hizmete ilişkin bir emrin bulunmadığı, resmi törenin bitiminde söylenen ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ söylemi ile okunan andın içeriğinin; Anayasa’nın 2. maddesi ile Harp Okulları Kanunu’nun maddeleri dikkate alındığında hukuka aykırılık teşkil etmediği ve bu nedenle de haklı olarak disiplin soruşturmasına konu edilmediği, öte yandan bir önceki gece yapılan kutlamada bir kısım Harbiyelilerce söz konusu andın plansız şekilde de olsa okunması hususu birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, personelin eyleminin Devletin ve TSK’nın itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranış veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiil olarak kabul edilemeyeceği ve buna bağlı olarak Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektirir ‘Hizmete engel davranışlarda bulunmak’ disiplinsizliğini de oluşturmayacağı, aksi yöndeki kabulün orantılılık, gereklilik ve elverişlilik alt ilkelerini içeren ‘ölçülülük’ ilkesine uygun olamayacağı gibi hakkaniyete de uygun düşmeyeceği, bu nedenle personel hakkında Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatinde olduğumuzdan aksi öndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmadık.”