İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mart ayında yapılan bir operasyonla önce gözaltına alındı, ardından da tutuklanarak cezaevine konuldu.
Operasyon sadece İmamoğlu'na yapılmadı. A Takımı'nın da evleri şafak operasyonuyla basıldı ve gözaltılar yapıldı.
İmamoğlu'nun tutuklanmasına giden süreçte ise sık sık yandaş medya ile operasyonun işareti verildi.
Önce Murat Ongun'un başında olduğu Medya A.Ş'ye bir operasyon yapılacağı söylendi ardından da farklı farklı iddialar ortaya atıldı.
İmamoğlu'nun gözaltına alındığı operasyonda ise masumiyet karinesi hiçe sayıldı ve iddialar gerçek olarak yandaş kanallarda servis edildi.
Protestolar başladı ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin iddiaları gerçek gibi veren yandaş kanalları değil protestoları aktaran muhalif kanalları hedef alıp cezaya boğdu.
İmamoğlu tutuklanmadan önce sayfa sayfa savunması medyaya servis edildi. Gizli tanıklarla oluşturulmuş bir dosyada "duymuştum" üzerinden iddialarını sıraladı.
İmamoğlu göz altına alınmadan önce de diploma üzerinden bir gündem yaratıldı ve oluşturulan yeni kurulla diploma iptal edildi. Ama karar halen tebliğ edilmedi. Yani İmamoğlu'nun teknik olarak diploması iptal edilmedi.
Cezaevi sürecinden sonra da gündem hiç boş durmadı. Her gün farklı farklı iddialar ortaya atıldı.
İddialar temellendirilmedi.
Bu kez bir otel görüntüsü medyaya servis edildi. Bu görüntülerde bir şahıs geliyor ve elindeki bantla kameraları kapatıyor. Arkadan da çantalar geçiyor sonra da İmamoğlu görünüyor. Medya için tam senaryosu kurulacak ortam.
Yandaş medya haberlere başladı. "İmamoğlu'nun koruması arkada bavul bavul taşınan paraları gizlemeye çalıştı."
Acaba mı neden bavulla taşıdılar bu paraları yorumları yapılırken CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik bir açıklama yapacağını duyurdu. Yandaş medyanın içinde paralar var dediği çantalardan jammer çıktı.
Bu kez yeniden aynı kanallar aynı yayınlara başladı. "İmamoğlu neden jammer taşır" diye. Yetkisinin olmadığı tartışıldı. Yani çantada jammer olduğu kabul edildi. O çantalarda para yoktu.
Jammer meselesine geri döneceğiz.
Çanta meselesi yayılırken bu kez medya yeni bir operasyonu duyurdu. O operasyona da "İBB'de ikinci dalga yolsuzluk operasyonu" dedi. "Tamam bu kez içi dolu dosya geldi" dedi yandaş kanallar.
Emniyet ifadeleri alındı ve orada da ölen kayınpeder soruldu. Bir danışmana mevcut arabasının eski sahibinin yaptığı kulanım soruldu vs. Murat Ongun'un eşi gözaltına almaya gelen polislerden birinin kızının kulağındaki küpenin altın olup olmadığını sorduğunu bile söyledi.
Yani böyle bir "İBB'de ikinci dalga yolsuzluk operasyonu" ile karşı karşıyayız.
Jammer meselesine geri dönersek. Yandaş kanallardan birinde terör tehdidi altında olanların sadece jammer kullanabileceğini söyledi.
İmamoğlu için bu tehdit var mı peki?
Biraz geriye gidelim.
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı 2021 yılında büyük bir operasyon yaptı. Operasyonun merkezi Suriye.
Operasyon yapılan kişi Kasım Güler. IŞİD'in "Türkiye vilayeti sorumlusu"
Örgüt adına çok sayıda plan yaptığını ve bunların içinde suikastlerin de olduğunu itiraf etti.
Kasım Güler'in itiraflarında İmamoğlu da vardı. 2020 yılında ‘Hattap kod’ adlı Ömer'in, TV 8'in sahibi Acun Ilıcalı'ya yönelik bir eylem yapmak istediğini kendisine bildirdiğini vurgulayan Güler şu ifadeyi verdi:
"Talebi olumlu değerlendiren Şahap Variş, bir de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekem İmamoğlu'na silahlı saldırıda bulunması talimatı verdi. Bunun üzerine Hattap kod adlı Ömer elinde bulunan kalaşnikof silahın iyi olmaması nedeniyle 1-2 tane daha silah gönderilmesini istedi. Bu silahlar henüz gönderilmeden önce Hattap kod adlı Ömer bize İstanbul'da polis aracına yapılan bir silahlı saldın videosu göndermişti. Daha sonra Hattap, bize gönderdiği risalede, Acun Ilıcalı'nın yüksek seviyede korunması, Ekrem İmamoğlu'na yapılacak eylemin medyaya düşmesi nedeniyle bu eylemleri gerçekleştiremediğini bildirdi."
Yani Güler'in itirafından yola çıkılırsa İmamoğlu suikasti medyaya düşmese bu yaşanacaktı.
Jammer meselesine buradan bakmakta fayda var.
İmamoğlu'nun gittiği otelde ne konuşulduğu bilinmiyor. Fakat otel lobi kayıtlarında otele giren isimlerin kim olduğu çok açık görülüyor. Savcılık incelemesinde şahıslar arasında bir işlem olup olmadığı tespit edilecektir.