2009 yılında BM’de elli ülke tarafından 22 Nisan’ın her yıl ‘UTAG: Uluslararası Tabiat Ana Günü (International Mother Earth Day)’ olarak kutlanması kararı alınırken “dünya ve ekosistem bizim evimizdir” düşüncesiyle “doğa ve dünya ile uyum” yaklaşımı temel alınmıştı. İnsanlar, diğer canlılar ve gezegendeki diğer varlıklar arasında karşılıklı bağımlılığı yansıtması nedeniyle ‘Tabiat Ana’ terimi benimsenmişti. Düzenlemenin teklifini kim sunmuştu, anımsayalım: Bolivya!
Bu kararın alınmasının ardından Genel Kurul Başkanı Miguel d’Escoto Brockmann ‘Uluslararası Tabiat Ana Günü’nün doğada yaşadığı saptanan tüm canlıların yaşayabilmesinin temeli olan varlığın dünya olduğu görüşünü güçlendireceğini vurgulamıştı.
Bilindiği üzere Birleşmiş Milletler 2021-2030 dönemini ‘Ekosistem Restorasyonu Onyılı’ ilan etmişti. Bu yıl da UTAG, andığımız Onyıl çerçevesinde bir yıl olarak restorasyon odaklı bir felsefeyle kutlanmaktadır.
Bu yıl Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres tarafından yapılan açıklamaya bakıldığında göze çarpan hususları aşağıda sunalım:
‘Dünya Ana ateşleniyor. Geçtiğimiz yıl şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıldı: Rekor sıcaklıktaki on yılın son darbesi! Bu hastalığa neyin neden olduğunu biliyoruz: İnsanlığın atmosfere pompaladığı sera gazı emisyonları - ezici bir çoğunlukla fosil yakıtların yakılmasından. Belirtileri biliyoruz: yıkıcı orman yangınları, seller ve sıcaklık; yitirilen yaşamlar ve paramparça olan geçim kaynakları. Ve elbette çareyi de biliyoruz: sera gazı emisyonlarını hızla azaltmak ve kendimizi - ve doğayı - iklim felaketlerinden korumak için uyumu hızlandırmak.
İyileşme yoluna girmek kazan-kazan durumudur. Yenilenebilir enerji, fosil yakıt alternatiflerinden daha ucuz, daha sağlıklı ve daha güvenlidir. Uyum konusunda eylem, şimdi ve gelecekte güçlü ekonomiler ve daha güvenli toplumlar yaratmak için kritik öneme sahiptir. Bu yıl kritik öneme sahiptir. Tüm ülkeler, küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat dereceyle sınırlamaya yönelik yeni ulusal iklim eylem planları oluşturmalıdır. Bu iklim felaketinin en kötüsünden kaçınmak için mutlak bir gerekliliktir. Bu, temiz enerjiden yararlanmak için yaşamsal bir fırsattır. Tüm ülkeleri, G20'nin öncülük ettiği bu fırsatı değerlendirmeye çağırıyoruz.
Ayrıca, kirliliği ele almak, biyolojik çeşitlilik yitimine fren yapmak ve ülkelerin gezegenimizi korumak için gereksinim duyduğu finansmanı sağlamak için eyleme geçmemiz gerekiyor. Birlikte işe koyulalım ve 2025'i Tabiat Ana'ya sağlıklı bir yaşam kazandırdığımız yıl yapalım.’
Bu açıklamada net biçimde vurgulanan iki husus göze çarpıyor: iklim değişikliği konusunda ciddi bir tutum ve eylem değişikliği gerekliliği; bir de iklim değişikliği başta olmak üzere tüm çevre sorunları için fon oluşturulması!
TABİAT ANAYA SAĞLIKLI BİR YAŞAM KAZANDIRMANIN YOLU: SÜRDÜRÜLEBİLİR SKA’LAR!
Uluslararası Tabiat Ana Günü’nün gezegenin iyilik hali açısından Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) konusunu gündeme getirmek için çok önemli bir fırsat olarak niteleniyor IISD (International Institute for Sustainable Development) tarafından!
17 SKA’yı kısaca anımsayalım. Bu 17 SKA aslında 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi bağlamında 3+1 P (İnsanlar, Gezegen, Refah ve bunlar aracılığıyla Barış) için belirlenmişti. Bunların içinde hem ekonomik, hem sosyal ve hem de ekolojik amaçlar var. Bu amaçların nasıl ölçüleceğine gelince, 169 hedef (target) ve tekrarsız 232 gösterge belirlenmiştir. 17 SKA’yı kısaca listeleyelim:
1. Her yerde ve her çeşit yoksulluğun son bulması,
2. Açlığın sona ermesi, gelişmiş besin güvenliği sağlanması ve sürdürülebilir tarımın teşvik edilmesi,
3. Sağlıklı yaşam ve her yaşta iyi olma halinin sağlanması,
4. Eğitimde adil kalite sağlanması, hayat boyu öğrenimin teşvik edilmesi,
5. Cinsiyet eşitliğine ulaşma ve tüm kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi,
6. Herkes için su ve sıhhi tesisat mevcudiyeti ve sürdürülebilir kullanımı sağlanması,
7. Herkese göre makul fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve modern enerji sağlanması,
8. Herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı ekonomik büyüme, tam ve üretken istihdam ve yaraşır iş sağlanması,
9. Dirençli altyapı oluşturulması, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşme ile yeniliğin teşvik edilmesi,
10. Ülkeler içinde ve arasındaki eşitsizliğin azaltılması,
11. Şehirlerin ve yerleşim yerlerinin kapsayıcı, güvenli, nezih ve sürdürülebilir hale getirilmesi,
12. Sürdürülebilir tüketim ve üretimin sağlanması,
13. İklim değişikliği ve bunun etkilerine karşı acil önlemlerin alınması,
14. Okyanuslar, denizler ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması,
15. Ekosistemin korunması, yeniden oluşturulması ve sürdürülebilir biçimde kullanılması, çölleşmeye karşı mücadele edilmesi; toprak bozulmasının durdurulması ve tersine çevrilmesi, biyolojik çeşitlilik kaybının durdurulması,
16. Barışçıl ve kapsayıcı toplumların sürdürülebilirlik açısından teşvik edilmesi, herkesin adalete ulaşmasının sağlanması ve her seviyede etkili, sorumlu ve kapsayıcı kuruluşların oluşturulması,
17. Uygulama araçlarının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir kalkınma adına küresel ortaklıkların canlandırılması.
SKA’ların hedeflerine ulaşılabilmesi için sosyo-ekonomik dizgenin köktenci bir yapısal değişimi gerekmektedir. Bu amaç ve hedeflere ekolojik olarak doğa düşmanı, sosyal olarak yeni köleliğe dayalı kapitalist / neoliberal dizgeyle ulaşılamaz. Ekolojist-toplumcu bir yapılanma için devrimci bir dönüşüm gereklidir. Yoksa bütün çaba hoş ve de boş bir ninni olmaktan öte bir anlam geometrisi taşımayacaktır.
SKA ENDEKSİ
Şimdi bu bağlamda ülkelerin SKA başarımı ile ilgili bir çalışma olarak SKA Endeksi 2024 çalışmasına bakalım. Meraklısına ayrıntılı bilgi için şu bağlantıyı önerelim: https://www.sustainabledevelopmentindex.org/
BM raporuna göre, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA) ulaşılmasına sadece altı yıl kala, küresel ilerleme endişe verici derecede yetersiz ve hedeflerin sadece yüzde 17'si şu anda hedeflendiği gibi ilerliyor. 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Raporu, insanlar ve Dünya için barış ve refah getirmek amacıyla 2015 yılında BM Üye Devletleri tarafından kabul edilmelerinden bu yana 17 hedefin neredeyse yarısının asgari ya da orta düzeyde ilerleme gösterdiğini, üçte birinden fazlasının ise durakladığını ya da geriye gittiğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri António Guterres’e göre ‘Bu rapor yıllık SKA karnesi olarak biliniyor ve dünyanın başarısız bir not aldığını gösteriyor; buradan çıkarılacak sonuç çok basit: barışı güvence altına alma, iklim değişikliğiyle mücadele etme ve uluslararası finansmanı artırma konusundaki başarısızlığımız kalkınmayı baltalıyor. SKA için harekete geçmeyi hızlandırmalıyız ve kaybedecek bir dakikamız bile yok’.
Rapora göre başarının önünde başlıca engeller şunlar: COVID-19 salgınının devam eden etkileri, tırmanan çatışmalar, jeopolitik gerilimler ve kötüleşen iklim kaosu!
2022 yılında 2019'a kıyasla 23 milyon insan daha aşırı yoksulluğa itilmiş, 100 milyondan fazla insan açlık çekiyor ve silahlı çatışmalarda ölen sivillerin sayısı 2023’te hızla artmış. 2023 yılı aynı zamanda küresel sıcaklıkların kritik 1,5°C eşiğine yaklaşmasıyla kayıtlara geçen en sıcak yıl olmuş.
Peki ya acil öncelikler? Guterres, ‘yoksulluğu sona erdirme, gezegeni koruma ve kimseyi geride bırakmama yönündeki 2030 sözümüzden vazgeçmemeliyiz’ diyerek uluslararası işbirliğini artırmanın aciliyetini vurgulamış.
Raporda açığın giderilmesi için temel öncelikler ortaya konuluyor:
Bunların başında kalkınma için finansman gereksinimi geliyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki SKA yatırım açığı yılda 4 trilyon dolarmış. Finansman ve malî olanakların hızla arttırılmasının yanı sıra finansmanın önünü açmak için küresel finansal dizgede reform yapılmasının büyük önem taşıdığı belirtiliyor.
Rapora göre, çatışmaların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi de aynı derecede önemli. Mayıs 2024 itibariyle yaklaşık 120 milyon kişinin zorla yerinden edildiği ve 2022 ile 2023 yılları arasında sivil kayıplarda yüzde 72'lik bir artış olduğu düşünüldüğünde, barışa duyulan ihtiyaç her zamankinden daha acil bir hal aldığı açık.
Buna koşut olarak, uygulamada da ciddi bir hızlanmaya gereksinim duyuluyor. Gıda, enerji, sosyal koruma ve dijital bağlantı gibi kilit alanlarda geçişi sağlamak için büyük yatırımlar ve etkili ortaklıklar yaşamsal önem taşıdığı belirtiliyor.
Raporun yayınlanmasının ardından Eylül 2024’te yapılan Geleceğin Zirvesi’nde hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik çabaların yeniden düzenlenmesi açısından birçok gelişmekte olan ülkeyi etkileyen borç krizini ve uluslararası mali mimaride acil reform gereksinimi ele alındı. Bu zirvenin sonunda ‘Gelecek İçin Pakt’ adlı bir doküman ortaya çıktı. Bu dökümanı başka bir yazıda ele alalım, çünkü oldakça önemli ve kapsamlı bir pakt.
SKA Raporu’nun temel bulgularına bakalım:
Dünyanın en kırılgan ülkelerinin yarısında kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyümesinin gelişmiş ekonomilere kıyasla daha yavaş olması nedeniyle ciddi ekonomik zorlukların altı çizilmiş. Ülkelerin yaklaşık yüzde 60'ı 2022 yılında aşırı derecede yüksek gıda fiyatlarıyla karşı karşıya kalmış bu da açlık ve gıda güvensizliğini daha da kötü seviyelere taşımış. Cinsiyet eşitsizliğine de dikkat çekilmiş, ankete katılan 120 ülkenin yüzde 55'inde kadınlara karşı ayrımcılığı yasaklayan yasaların bulunmadığı saptanmış. Dünya genelinde öğrencilerin sadece yüzde 58'inin ilkokulun sonunda sadece asgarî okuma yeterliliğine ulaşması nedeniyle eğitim önemli bir endişe kaynağı olarak gösterilmiş. Küresel işsizliğin 2023 yılında yüzde 5 gibi tarihsel bir düşük düzeye ulaşmasına karşın, tüm toplumlarda insana yakışır işlerin gerçekleştirilmesinin önündeki birçok engelin varlığını sürdürdüğü saptanmış. Son beş yılda yıllık yüzde 8,1 oranında büyüyen yenilenebilir enerji alanında olumlu gelişmeler yaşanmakta olduğu belirlenmiş. Teknolojik ilerlemelerde önemli adımlar atılmış, mobil geniş bant erişimi (3G veya üzeri) 2015 yılında dünya nüfusunun yüzde 78'i iken yüzde 95'ine yükselmiş.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Endeksi’nde Finlandiya 1. sırada yer alırken, İsveç, Danimarka, Almanya ve Fransa takip etmiş.. BRICS ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile BRICS+ ülkeleri (Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) dünya ortalamasından daha hızlı ilerleme kaydetmiş. Türkiye ise, 70.5 puan alarak 167 ülke arasında 72. sırada yer almış. Tablodaki göstergelerde özellikle iklim ile ilgili SKA13’e bakıldığında 4 alt göstergeden ikisinde düşme var, birisi yerinde sayıyor, diğerinde de veri eksikliği sorunu var! Son yılların ülke yönetiminin performansı ortada! Başkaca söze gereksinmemiz yok!
SONSÖZ: ÜLKELERİN DÜNYA LİMİT AŞIM GÜNÜ
Her yıl dünyada her ülkenin ekolojik ayak izi ve biyokapasite hesapları yapılarak o ülkenin kendi hakkını yılın hangi gününde bitireceği ölçülmektedir. Buna Dünya Limit Aşım Günü de (Earthovershoot Day) deniyor. Meraklısı ayrıntılı bilgi için şu bağlantıya ulaşabilir: https://www.overshootday.org/newsroom/country-overshoot-days/
2025 yılındaki skorlar da belli oldu:
Kısaca en hızlı (kötü) mahşerin en hızlı atlılarına bakalım: Katar (6 Şubat), Lüksemburg (17 Şubat), Singapur (26 Şubat), Moğolistan (2 Mart), Estonya (4 Mart), Kuveyt ve Latvia (7 Mart), Bahreyn (9 Mart) veee ABD (13 Mart). Bir de en yavaşlara bakalım: Uruguay (17 Aralık), Endonezya (18 Aralık), Nikaragua (11 Kasım), Ekvator (31 Ekim), Tunus (28 Ekim). Rusya 6 Nisan ve Çin ise 23 Mayıs! Kim daha ileri, ABD’mi yoksa Rusya ve Çin mi?
Ya Türkiye? 18 Haziran’da yani yılın yarısı tam bitmeden yıllık ekolojik ayak izimiz ile yıllık biyokapasitemizi tüketmiş olacağız. Gel de Tevfik Fikret’in ‘Yiyin efendiler yiyin’ şiirini anma! Bu ne iştah bu ne çılgınlık gök tengri? Biz bu hale nasıl düştük? Orhan Veli’nin şiirindeki ‘güzel havalar’ misali neoliberalizmin tüketerek varolma sarhoşluğu yani Erich Fromm’un deyişiyle ‘olmak yerine sahip olma’nın dayanılmaz hafifliği!
SONSÖZ
İnsanlık olarak biz bozduk, biz düzeltiriz! Ama geç kalmamak şartıyla! Ha bir de bozanların düzeniyle de olmaz hani! Nasıldı Soner Olgun’un şarkısı: Herşey değişmeli herşey! (Bkz.: https://www.youtube.com/watch?v=TcaL8to8vBQ)