Demokrasi Tarihi

Türkiye için kısa demokrasi tarihi.. 1940’larda İsmet İnönü’nün kararıyla demokrasiye geçilir. Bu süreçte Demokrat Parti kurulur.

Şimdi durum şu. “Milli Şef” karar vermiştir. Demokrasiye geçilecektir. Peki ama demokrasi denen olgu “Milli Şef” bile olsa kişinin kararıyla gerçekleşir mi.

Tarihin Gösterdiği

Tarihe bakalım, ne göreceğiz. Aristokrat sınıfla burjuva sınıfı arasında sınıf kavgası sonucu burjuva demokratik süreci başlıyor. Burjuva demokratik süreci başlıyor. Burjuva demokrasinin yaşanabilir olması için işçi sınıfı bu yolda kavga verdi... bugün insanlık Sovyet deniyimiyle ile burjuva demokrasi aşamadı. Ama bu gelecekte aşılamayacak anlamına gelmez. Bugün durum bu .

Biz Bize Çok Benzeriz

Biz ortada demokratik kültürü olmayan bir ülkede demokrasiye geçiş kararı veririz,  üstelik usumuzdan hiç rahatsız olmadan sol partileri yasaklarız, solcu yazıları yasaklarız . Nazım Hikmet’i zindana atarız. Birbirine benzeyen milyonlarca insan demokrasi diye boğaz boğaza girerler.

Asıl Kavga

Halk, yalancı bir kavgayla dolu dolu yaşarken toprak ağaları... tefeci tüccarlar... burjuvalar aşiret ağaları asıl kavgayı yavaşça başlatırlar.

Bu kavga görüş tarzı kavgasıdır. Mengüşoğlu görüş tarzını şöyle gösterir, “Görüş tarzı yani sosyal-birlikteki bireylerin hayat, insan ve doğa Kars’taki tavırları....”(1)

İki Görüş Tarzı

 Türkiye Cumhuriyeti, görüş tarzı olarak bilimsel yöntemi benimsedi. “Hayatta en hakiki yol göstericisi bilimdir”  ilkesi temel alındı. Bilimsel ilkeye dayanan bu görüş tarzı, kültürel açıdan felsefi birikimi temel alan ve demokrat aydınlanmacı cumhuriyetçi görüş tarzıydı. Çok partili demokrasi adıyla erke gelen Demokrat Parti bu görüş tarzına karşıydı. Türkiye’de yıllarca bu iki görüşün kavgası yaşandı. 1980’de faşizm dinsel görüş tarzını belirledi. Bu belirleme bilimsel yönteme... laik yaşama karşıt bir görüş tarzıydı.

Görüş Tarzı Kavgası

12 Eylül faşizmi, bilimsel-laik-cumhuriyetçi görüş tarzına karşı dinsel görüş tarzını egemen kılmayı amaçladı. Bu amacı şimdi siyasal erk gerçekleştirmek istiyor. Diyanetin her alanda öne çıkarılması... Eğitimde uygulanan müfredat...  din temel görüş tarzını tek egemen kılmak. Dinsel görüş tarzını egemen kılınırsa sonucu Mengüşoğlu gösterir, şöyle, “Görüş tarzı üzerinde dinin, dinsel görüşünün de büyük bir etkisi vardır. Fakat Doğunun dinsel görüşü bile saf kalmamıştır.  Zamanla o kadar çürük inançlarla doldurulmuştur ki, dinsel görüş, onu bir baştan kurtarma yerine, baskıya dayanmaya öğretiyor. Bu yüzden Doğulu bir çok hallerde tanrısını bile bir despot olarak görmekte, daha çok tanrı korkusundan söz etmekte onun sevgisinden söz açmamaktadır. Dinsel görüş tarzı insanı edilgin korkak kılar insan gelecek siz bir dünyada yaşar... umutsuz... sevinçsiz ...

 

1.Takiyettin Mengüşoğlu,  Felsefeye Giriş, Remzi Kitabevi, İstanbul 1988 Y-178

2.Mengüşoğlu Age- 182