Merdan Yanardağ, Türkiye de, siyasal antropolojiyi, siyaset sosyolojisini, dinler ve mezhepler tarihini, siyaset bilimi terminolojisini iyi bilen, doğru kullanan, siyasal iletişim diline, yazınsal ve sözel anlamda hakim, mantık metodolojisi sağlam bir aydın, bir yurtsever, kendini tanımladığı üzere cumhuriyetçi bir sosyalist.
Böyle bir insan, herhangi bir sosyal ya da inanç toplumuna, felsefi ya ya da ideolojik görüşe ilişkin değerlendirme ve saptama yaparken, 'bilgisel' temelde, öznenin nesnel yapısını temel alır, değerlendirme ile hakaret arasındaki farkı ve niteliği iyi bilir!
Merdan Yanardağ, bu temelde bir değerlendirmede bulunmuş; Tele 1' de 10 Eylül tarihli "4 Soru 4 Cevap" programında; bir sosyal saptamada bulunuyor!
CHP Kurultayında “mutlak butlan” (tümüyle geçersiz) kararı alınması ve bu karara uyulmasının “ihanet” olacağını söylüyor, "Alevilerin haini çoktur, tıpkı diğer milletlerin ve diğer inançların olduğu gibi, olur, ama bu ülkenin en mazlum en temiz insanları arasında -diğer yurttaşlarımızın olduğu gibi- Aleviler vardır. Aleviler (kayyım kararının alınması ve uygulanmasına) buna izin vermeyecektir" diyor.
Bu saptamada bir hakaret , incitme aşağılama olmadığı ortada.
Bu değerlendirmeden bir hakaret çıkarmak, bir tartışma, bir cepheleşme yaratmak, Merdan Yanardağ'ı ve (Tele 1) olmayan bir anlam ve amaç üzerinden yıpratmak, kime ve hangi amaca yarar?
Siyasal İslamcı anlayışı, tarihsel ve güncel bağlamlarıyla niteliğini ortaya koyan, ifşa eden, AKP iktidarının paradigmasına, yarattığı siyasal, sosyoekonomik, kültürel yıkıma, emperyal işbirliğine, Suriye ' de işgale ve katliama karşı duran, siyasal İslamcı yönetimin yarattığı yıkımın tüm mağdur kesimlerinin hak savunusu içinde sesi olan, cumhuriyet değerlerini, özellikle laiklik ilkesini; Alevilerin sorunlarının çözümünün, temel hak ve özgürlükler, demokratik bir eşit haklar rejimi ve “kimlik temelli taleplerine yurttaşlık alanı içinde yanıt veren bir toplum yönetimi anlayışının oluşturulması” ile olanaklı olduğunu savunan, anlatan, mücadelesini veren Merdan Yanardağ üzerinden böylesine 'anlamsız", içeriksiz ve "provokatif" bir tartışma yaratmak; ancak ve ancak Amin Maalouf’un "Ölümcül Kimlikler" kitabında anlattığı trajik paradoksun Aleviler için belirleyici olduğunu, kendilerini özdeşleştirdikleri kimliği - 'nedeni ve gerçekliği olsun olmasın' - savuma durumunda olmanın,' onları dayanışma duygusu içinde, birbirlerini harekete geçirmelerine neden olduğunu ve bunun siyasal bir araç olarak yönlendirilebileceğini, AKP'nin yeniden görmesine ve kullanmasına yarar!