Türkiye piyasaları son günlerde ilginç bir ivme kazandı. ABD’nin iki dev bankası JPMorgan Chase ve Morgan Stanley’den gelen raporlar, yatırımcıların yeniden Türk lirasına ve tahvillere yönelmeleri gerektiğini söylüyor. İlginçtir, bu tavsiyelerin hemen öncesinde CHP ile ilgili kritik yargı kararının eylül ayına ertelendiğini hatırlatmak gerekiyor. Yani siyasi belirsizlik, en azından bir süreliğine, rafa kaldırılmış görünüyor.

JPMorgan’ın Mesajı: İhtiyatlı İyimserlik

JPMorgan stratejistleri Michael Harrison ve Anezka Christovova, yaz aylarında faiz indirimleri için koşulların hazır olduğunu söylüyor. Onlara göre jeopolitik risklerin azalması, piyasaların nefes alması demek. Ancak altını çizdikleri nokta önemli: Türk tahvillerine aşırı yüklenmek için biraz daha siyasi netlik gerekiyor. Yani bankanın tavrı “al ama dikkatli al” yaklaşımına dayanıyor.

Morgan Stanley’in Yorumu: Enflasyon Odaklı Senaryo

Hande Küçük’ün liderliğindeki Morgan Stanley ekibi ise daha cesur. CHP davasının ötelenmesiyle birlikte gözlerin yeniden ekonomiye döneceğini düşünüyorlar. Hatta yatırımcılara doğrudan carry trade öneriyorlar. Üstelik temmuz ayında 250 baz puanlık bir faiz indirimi öngörüyorlar ve bunun devamının da gelebileceğini tahmin ediyorlar.

Siyaset–Ekonomi İlişkisi

Burada kritik olan nokta şu: Uluslararası finans çevreleri, Türkiye’deki siyasi tansiyon düştükçe liranın cazibesinin artacağına inanıyor. Yani piyasalara güven veren şey sadece ekonomi politikası değil, aynı zamanda hukuki ve siyasi öngörülebilirlik. CHP davasının ertelenmesi, piyasalar açısından bir tür “rahatlama molası” oldu.

Piyasa Gerçekleri

Peki gerçekten bahar havası mı yaşıyoruz? Enflasyon hâlâ yüksek, faizler ise bir yandan yatırımcıya cazip getiri sunarken diğer yandan ekonomiyi baskılıyor. Bankaların tavsiyeleri, yabancı yatırımcıya kısa vadeli fırsatları işaret ediyor. Ancak uzun vadede hem siyasi belirsizliğin tamamen ortadan kalkması hem de enflasyonla kalıcı mücadele şart.