Türkiye’nin doğusunda, hayvancılıkla geçinen binlerce ailenin tek geçim kaynağı gözümüzün önünde tükeniyor. Kars ve Ardahan’da başlayıp Artvin’in Şavşat ve Ardanuç ilçelerine yayılan şap hastalığı, yaylalarda adeta kıran kırana bir mücadeleye dönmüş durumda. Üreticiler çaresiz, hayvanlar yara bere içinde ve devlet hâlâ seyirci.

İlk Vakadan Topyekûn Salgına
29 Temmuz’da birkaç hayvanda görülen hastalık, ertesi gün tüm yaylaya yayıldı. O günden bu yana tedavi için antibiyotik, iyot, tentürdiyot ve buz kompresinden başka bir şey yok. Veterinerlerin “kendi seyrinde geçer” dediği hastalık, hayvanların diline indiğinde ölümcül hale geliyor. Yani üreticiler her sabah ahırlarına korkuyla giriyor: “Acaba bugün kaç hayvanımı kaybettim?”

İlaç Yok, Yem Yok, Çare Yok
Üreticiler açıkça söylüyor: İlaç bulamıyoruz. Şavşat’ta 60’a yakın köyde şap vakası var, her hayvana bir şişe ilaç gerekse binlerce şişe lazım. Ama ortada yok. Aynı zamanda yem sorunu da büyüyor. Bir üretici geçen yıl 2 bin balya ot alırken bu yıl yalnızca 400 balya çıkarabildiğini söylüyor. Hayvan aç, üretici çaresiz.

Bir başka üreticinin sözleri her şeyi özetliyor: “Hayvanın memesindeki yaralardan dolayı sağım yapamıyoruz.” Yani sadece hayvanın değil, insanın da yaşamı doğrudan darbe alıyor.

Destek Yerine Teselli
İlçe tarımdan gelen yetkililer “dezenfekte edin” demekten öteye gidemiyor. Bu teselli değil mi? Üretici kredi borcunu ödeyemiyor, hayvanını besleyemiyor, sütünü satamıyor. Ama devletin çözümü: “Dezenfekte edin.”

Üreticinin Çağrısı: Krediler Ertelensin
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bugüne kadar kayıtsız kalması, üreticilerin en çok isyan ettiği nokta. Kredilerin ertelenmesini, yem ve ilaç desteğini talep ediyorlar. Yani aslında çok şey istemiyorlar: Ayakta kalmak istiyorlar.

Yerli Üretici Neden Yalnız?
CHP İl Genel Meclis Üyesi Yaşar Gülel’in dediği gibi, ithal hayvana, ithal buğdaya gösterilen ilgi, yerli üreticiye neden gösterilmiyor? Yıllardır “milli tarım” sloganları atılırken bugün Arsiyan yaylasında üretici göz göre göre tükeniyor.